Koroner arter hastalığı, kalp kasınıza kan taşıyan koroner arterlerinizdeki (atardamarlarınızdaki) kan akışını sınırlamaktadır. Kolesterol ve diğer bazı maddeler koroner arterlerinizi daraltan plakları oluşturur ve damarın içine doğru büyüdükçe belirti vermeye başlar. Göğüs ağrısı en yaygın koroner arter hastalığı belirtisidir. Tedavi edilmediğinde kalp krizi, kalp ritim bozuklukları veya kalp yetmezliğine yol açabilir. Ancak günümüzde bu hastalığın birçok tedavi seçeneğinin mevcut olduğunu unutmamak gerekir.
Koroner arter hastalığı, kalbinize oksijen ve besin maddeleri açısından zengin kan sağlayan koroner arterlerinizin daralması veya tıkanmasıdır. Bunun nedeni, zamanla bu arterlerde plak (kolesterol dahil) birikmesidir. Ve neticede kalp kasınıza gereken miktarda besleyici oksijen yüklü kanın ulaşamamasına neden olmaktadır.
Koroner damarların içindeki darlıkları, tamirat nedeniyle birleşen ve tek şeride düşen bir yola benzetebiliriz. Trafik akmaya devam eder, ancak daha yavaştır ve yeterli miktarda araç varması gereken yere zamanında varamaz. Ancak farklı olarak kimi durumlarda koroner arter hastalığında, plak bir kan pıhtısını tetikleyip anlık olarak tamamen tıkanma yapıncaya kadar hiçbir şey fark etmeyebilirsiniz. Kan pıhtısı, yolun ortasındaki beton bir bariyer gibidir ve trafiğin tamamen durmasına neden olur. Benzer şekilde, kan kalbinize ulaşamaz ve bu da hiç beslenemeyen kalp hücrelerinin ölümüne yani kalp krizine neden olur.
Koroner arter hastalığınız uzun yıllar boyunca mevcut olabilir ve kalp krizi geçirene kadar hiçbir belirti göstermeyebilirsiniz. Bu yüzden koroner arter hastalığı “Sessiz Bir Katil” olarak da adlandırılmaktadır.
Koroner arter hastalığı için kullanılan diğer isimler arasında ‘’Koroner Kalp Hastalığı’’, ‘’Kalp Damar Hastalığı’’ ve ‘’İskemik Kalp Hastalığı’’ bulunur. Ayrıca çoğu kişi genel “Kalp Hastalığı” terimini kullandığında da kastettiği şey en sık görülen kalp hastalığı olan ‘’Koroner Arter Hastalığıdır.
1)Stabil İskemik Kalp Hastalığı: Bu kronik olan formdur. Koroner arterleriniz yıllar içinde kademeli olarak daralır. Zamanla, kalbiniz oksijen ve besin içeren kanı daha az alır. Bazı belirtiler hissedebilirsiniz, ancak bu durum çoğu zaman günlük hayatın yaşanmasına engel olmamaktadır.
2)Akut Koroner Sendrom: Bu, tıbbi bir acil durum olan ani formdur (Kalp Krizi, Miyokard Enfarktüs’ü de denir). Koroner arterinizdeki plak aniden kendiliğinden yırtılır ve damarınızın içinde, kalbinize kan akışını tamamen veya tama yakın engelleyen bir kan pıhtısı oluşur. Bu ani tıkanıklık kalp krizine neden olur ki en kısa zamanda müdahale edilip damarın açılması ile kalbin kan akışı yeniden sağlanamazsa hayatı tehdit eden durumlara ilerler.
Koroner arter hastalığı çok yaygın bir hastalıktır. Tüm dünyada günümüzde yaklaşık 350 milyon insanın koroner arter hastalığına sahip olduğu düşünülmektedir. Ve yaşlanan dünya nüfusu ile birlikte giderek görülme sıklığı artmaktadır. Yine tüm dünyada en sık ölüm nedeni olmayı da sürdürmektedir.
Uzun süre koroner arter hastalığınız olsa bile belirtileriniz olmayabilir. Damar duvarında plak birikmesi ve büyümesi yıllar, hatta on yıllar alabilir. Ancak atardamarlarınız daraldıkça hafif belirtiler fark edebilirsiniz. Bu belirtiler kalbinizin kendi dokusuna ve vücudunuza oksijen ve besin açısından zengin kanı yeterince iletememesi veya bazen de iletmek için daha fazla çalışmak zorunda kaldığı anlamına gelir.
1-Stabil angina (Göğüs ağrısı): Bu en yaygın belirtidir. Stabil angina, öngörülebilir bir düzende gelip giden yani geçici göğüs ağrısı veya rahatsızlığıdır. Genellikle fiziksel aktivite veya duygusal stres sırasında fark edersiniz. Dinlendiğinizde veya nitrogliserin gibi bir ilaç (anginayı rahatlatan damar genişletici çok kısa etkili bir ilaç) aldığınızda şiddeti azalır veya tamamen kaybolur.
2-Nefes darlığı (dispne): Bazı insanlar hafif fiziksel aktivite sırasında nefes darlığı hisseder. Bu da ağrı eşlik etmese bile koroner arter hastalığının bulgusu sayılmaktadır.
Bu temel belirtilerin yanı sıra çabuk yorulma, baş dönmesi, efor sırasında çenede, boyunda veya kollarda hatta sırtta ağrı, dolgunluk hissi, basınç hissi de koroner arter hastalığının belirtisi olabilir.
Ancak unutulmamalıdır ki kimi zaman koroner arter hastalığının ilk belirtisi bir ‘’Kalp Krizi (Miyokard Enfarktüsü’’ olabilir.
Ateroskleroz, yani damar sertliği koroner arter hastalığının direkt nedenidir. Ateroskleroz, vücudunuzdaki arterlerde (atardamarlarda) kademeli olarak plak birikmesidir. Plak, koroner arterlerinizdeki kan akışını etkilediğinde koroner arter hastalığınız var demektir.
Plaklar; kolesterol, atık ürünler, kalsiyum ve fibrinden (kanınızın pıhtılaşmasına yardımcı olan bir madde) oluşur. Plak, arter duvarlarınız boyunca toplandıkça arterleriniz daralır ve sertleşir (bu yüzden damar sertliği olarak da tanımlanmaktadır). Plaklar arterlerinizi tıkayarak hasar verebilir, bu da vücudunuzun belirli bir bölümüne kan akışını sınırlar veya durdurur. Koroner arterlerinizde plak biriktiğinde, kalp kasınız yeterince kan alamaz. Böylece kalbiniz, düzgün çalışması için gereken oksijen ve besin maddelerini alamaz (miyokardiyal iskemi). Bu durum göğüste rahatsızlığa (angina) yol açar ve sizi kalp krizi riskiyle karşı karşıya bırakır. Koroner arterlerinde plak birikimi olan kişilerin vücutlarının başka yerlerinde de sıklıkla plak birikimi olur. Bu durum ‘’Karotis Arter Hastalığı (şah damarı hastalığı)’’, ‘’Renal Arter Hastalığı (böbrek damar hastalığı)’’ ve ‘’Periferik Arter Hastalığı (kollar, bacaklar ve diğer organlara giden damarların hastalığı)’’ gibi durumlara yol açabilir.
Kısmen evet. Aile geçmişi koroner arter hastalığı riskinizi artırmaktadır. Ancak diğer birçok risk faktörünün genetiğinizle hiçbir ilgisi yoktur. Her gün yaptığınız seçimler (sigara, kötü beslenme, hareketsiz yaşam gibi) koroner arter hastalığı riskiniz üzerinde daha büyük etkiye sahiptir.
Koroner arter hastalığı için birçok risk faktörü vardır. Bunların hepsini değiştiremezsiniz. Ancak yaşam tarzı değişiklikleri yaparak veya ilaç alarak bazılarını yönetebilirsiniz. Bu risk faktörleri hakkında neler yapabileceğinizi doktorunuzla belirlemeniz en önemli noktadır.
Risk faktörlerine detaylı olarak göz atacak olursak:
Koroner arter hastalığının ana komplikasyonu kalp krizidir. Bu ölümcül olabilen tıbbi bir acil durumdur. Ani gelişen bu durumda kalp kasınız yeterli kan alamadığı için her geçen saniye hücreler ölmeye başlar. Kalbinize kan akışını yeniden sağlamak ve hayatınızı kurtarmak için, acil müdahaleyle damarınızın açılmasına ihtiyacınız vardır. Yine aniden gelişmese bile yıllar geçtikçe koroner arterlerinizdeki hastalık kalbinizi zayıflatabilir ve aşağıdakiler de dahil olmak üzere hayati komplikasyonlara yol açabilir:
Temelde hekimler koroner arter hastalığını fiziksel muayene ve testler yoluyla teşhis etmektedir. Fiziksel muayeneniz sırasında hekiminiz: Kan basıncınızı ölçer. Stetoskopla kalbinizi dinler. Hangi semptomları yaşadığınızı ve ne kadar süredir yaşadığınızı sorar. Tıbbi geçmişinizi sorar. Yaşam tarzınızı sorar. Aile geçmişinizi sorar. Biyolojik ebeveynleriniz ve kardeşleriniz arasında kalp hastalığı olup olmadığını bilmek isteyecektir. Tüm bu bilgiler, doktorunuzun kalp hastalığı riskinizi belirlemesine yardımcı olacaktır. Nihayetinde de hangi testleri yapacağına karar verecektir.
Doktorunuz ayrıca kalp fonksiyonunuzu değerlendirmek ve koroner arter hastalığı tanısı koymak için bir veya daha fazla test önerebilir. Bunlar:
Koroner arter hastalığı tedavisi öncelikle yaşam tarzı değişikliklerini, risk faktörü yönetimini ve ilaçları içerir. Ancak ilerlemiş hastalık durumlarında damarın açılmasına yönelik girişimsel prosedürler gerekir. Bunlar:
Hekiminiz sizinle ve gerekli gördüğü durumlarda kalp konseyindeki meslektaşlarıyla sizin için en iyi tedavi seçeneği hakkında konuşacak ve plan yapacaktır. Tedavi planınıza uymanız önemlidir, böylece koroner arter hastalığından kaynaklanan ciddi komplikasyon riskinizi azaltabilirsiniz.
Yaşam tarzı değişiklikleri koroner arter hastalığının tedavisinde büyük rol oynar. Bu değişiklikleri sıralayacak olursak:
Bu arada yeni bir egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuzla konuşun. Doktorunuz ayrıca ihtiyaçlarınıza göre uyarlanmış yaşam tarzı değişiklikleri konusunda da rehberlik sunacaktır. Sigarayı bırakma seçenekleri önerebilir veya sağlıklı beslenme planlarını tartışmak için bir diyetisyenle görüşmenizi önerebilir.
Koroner arter hastalığı için risk faktörlerinizi yönetmek hastalığınızın ilerlemesini yavaşlatmaya hatta durdurmaya yardımcı olacaktır. Aşağıdaki durumları yönetmek için doktorunuzla birlikte hareket etmelisiniz:
İlaçlar risk faktörlerinizi yönetmenize, hastalığın ilerlemesini engellemeye ve koroner arter hastalığı semptomlarını tedavi etmenize yardımcı olur. Doktorunuz bir veya daha fazla ilaç reçete edebilir ki bunlar:
Bazı insanların koroner arter hastalığını yönetmek için bir prosedüre veya ameliyata ihtiyacı vardır: Hangi tedavi yönteminin uygulanacağına kardiyoloğunuz, tüm gerekli incelemeleri yaptıktan sonra ve ilerlemiş riskli durumlarda yani ihtiyaç halinde kalp konseyinde durumunuzu masaya yatırdıktan sonra karar verecektir.
1)Perkütan Koroner Girişim: Bu minimal girişimsel prosedürün başka bir adı daha vardır;’’ Koroner Anjiyoplasti’’. Doktorunuz tespit ettiği tıkalı arterinizi yeniden açarak kanın yeterli akmasını sağlar ve arterinizin açık kalmasına yardımcı olmak için bir stent de yerleştirebilir. Tüm bu prosedüre; ‘’Perkutan Koroner Girişim’’, ‘’Anjioplasti ve Stent’’, ‘’Perkutan Revaskülarizasyon’’ veya en çok bilinen adıyla ‘’Balon/ Stent Tedavisi’’ denir.
2)Koroner Arter By-pass Greftleme (Bypass Ameliyatı): Bu ameliyat ile yapılan kanınızın damardaki tıkanıklıkların etrafından akması için yeni bir yol eklenmesidir. Bu çoğu zaman bacaktan alınan toplardamar, göğüs içindeki atardamar veya ön koldaki atardamar yerinden çıkarılıp, bir ucu aort damarına diğer ucu da koroner arterdeki darlığın kan akış yönüne göre hemen sonrasına dikilerek oluşturulur (Göğüs içi atardamarların bir ucu doğal olarak aort damarının ana dalına bağlı olduğu için kesilen tek ucunun koroner damarın darlık sonrası kısmına dikilmesi yeterlidir). Bu “dolambaçlı yol” kalbinizin beslenemeyen bölümüne kan akışını yeniden sağlar.
Hangi yöntemin size uygun ve daha güvenli olacağı tamamen ek hastalıklarınız, vücut yapınız ve damar anatominize göre belirlenir. Ve gerekli durumlarda kardiyologların yanı sıra kalp damar cerrahları ve anestezistlerden oluşan kalp konseyiniz tarafından belirlenmelidir. Güncel bilimsel veriler ışığında kimi hasta anjiografik kapalı yöntemlerden daha fazla avantaj sağlarken kimi hasta da açık bypass ameliyatından daha fazla avantaj elde etmektedir. Ancak oran olarak bakılırsa hemen tüm dünyada mevcut bilimsel veriler ve deneyimler ışığında, koroner arter hastalarının %90 dan fazlası anjiografik olarak kapalı yöntemlerle başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir. Özellikle son yıllarda kullanılan teknolojik aletler (‘’Aterektomi’’, ‘’Litotripsi balonları’’, ‘’Bıçaklı balonlar’’, ‘’Lazer’’ ve ‘’Yüksek basınca dayanıklı balonlar’’) ve ‘’Yeni jenerasyon ilaç kaplı balonlar’’ ve ‘’Yeni jenerasyon ilaç kaplı stentler’’ ile başarı oranı çok yüksektir.
Anjiografik tedavilerden sonra genellikle 1-2 gün içinde normal aktivitelerinize dönebilirsiniz. Ancak Bypass ameliyatından sonra bir hafta civarı süre hastanede kalacaksınız. Ve sonrasında da tam iyileşme ve günlük normal hayatınıza dönüş için 6 ila 12 hafta geçmesi gerekecektir.
Koroner arter hastalığını her zaman önleyemezsiniz çünkü bazı risk faktörleri kontrolünüz dışındadır. Ancak aşağıdaki yollarla koroner arter hastalığı riskinizi azaltabilir ve daha kötüye gitmesini önlemeye yardımcı olabilirsiniz:
Hastalığınızın gidişatı hakkındaki net ve en iyi değerlendirmeyi yapacak kişi kardiyoloğunuzdur. Çünkü hastalığın gidişatı kişiden kişiye göre değişir. Doktorunuz yaşınız, tıbbi durumunuz, risk faktörleriniz ve semptomlarınız dahil olmak üzere büyük resme bakacaktır. Ve sizi ileride bekleyen tüm senaryoları belirleyip anlatacaktır. Yaşam tarzı değişiklikleri ve uygun almış olduğunuz tedaviler iyi bir gidişat şansınızı artıracaktır.
Koroner arter hastalığını çoğu zaman tamamen tersine çeviremezsiniz. Ancak durumunuzu yönetebilir ve daha kötüye gitmesini önleyebilirsiniz. Güncel tedavi yöntemleriyle hastalık olmasaydı yaşayacağınız kadar ve kalitede bir ömür yaşayabilirsiniz. Bunun için püf noktalar, doktorunuzun önerileri doğrultusundaki tedavi ve yaşam tarzı planınıza uymanız ve kontrollerinizi aksatmamanızdır. Bunu yapmak size uzun ve sağlıklı bir yaşam için mümkün olan en yüksek şansı verecektir.
Yapabileceğiniz en önemli şey tedavi planınıza uymaktır. Bu, yaşam tarzı değişikliklerini ve ilaçları içerir. Tedavi ile birlikte, doktorunuz kardiyak rehabilitasyon da önerebilir. Kardiyak rehabilitasyon programı özellikle kalp krizi geçiren veya kalp yetmezliği ile yaşayan kişiler için faydalıdır. Kardiyak rehabilitasyon egzersiz, diyet değişiklikleri ve stres yönetimi konusunda da size yardımcı olabilir.
Koroner arter hastalığı teşhisi, kalbiniz ve atardamarlarınız hakkında her zamankinden daha fazla düşünmenize neden olabilir. Bu yorucu ve bunaltıcı olabilir. Belirtileriniz veya başınıza gelebilecekler hakkında çok endişelenebilirsiniz. Koroner arter hastalığı olan birçok kişi depresyon ve anksiyete yaşar. Hayatı tehdit edebilecek bir durumla yaşarken endişelenmek normaldir. Ancak bu endişe günlük hayatınızı etkilememelidir. Kalp hastalığınız varken de aktif ve tatmin edici bir hayat yaşayabilirsiniz. Teşhisiniz ruh sağlığınızı etkiliyorsa, profesyonel bir psikolojik danışmanla konuşmanız gerekir. Neticede Koroner arter hastalığı hayatı az veya çok değiştiren bir tanıdır. Tüm bunları değerlendirmek, hem fiziksel hem de duygusal olarak nasıl daha iyi hissedeceğinizi bulmak için de zaman ayırmanız ve çaba harcamanız gereklidir.
Doktorunuz testler veya takipler için ne sıklıkta kontrole gelmeniz gerektiğini hastalığınızın ve uygulanan tedavinin durumuna göre size söyleyecektir ki bu çoğu zaman 3, 6 ya da 12 aylık periyotlarla olmaktadır. Ancak yine de bazı aşağıdaki durumlarda kontrol zamanınız gelmese de doktorunuza ulaşmalısınız:
Kalp krizi (Ani ve özellikle istirahatte başlayan Göğüs ağrısı; Nefes darlığı; Terleme; Sırt Ağrısı; Kol ağrısı; Karın üst bölgesinde ağrı veya bu belirtilerin kombinasyonu) veya Felç belirtileri (Vücudun bir bölgesinde his kaybı; Bazı bölgelerin hareket ettirilememesi; Görme ve diğer duyuların kaybı) yaşıyorsanız 112’yi arayın. Bunlar acil müdahale gerektiren, yaşamı tehdit edebilen tıbbi durumlardır. Bu belirtilerin çıktısını almak ve görebileceğiniz bir yerde saklamak faydalı olabilir. Ayrıca, belirtileri aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşın, böylece gerekirse sizin için 112’i arayabilirler.
1) Muayene oldunuz ve doktorunuz size koroner arter hastalığı teşhisi koymadıysa, şu soruları sormayı düşünmelisiniz:
2)Eğer zaten Koroner arter hastalığınız varsa, doktorunuza sorabileceğiniz bazı yararlı sorular da şunlardır:
Günümüzde modern tanı, tedavi ve takip protokollerine göre doktorunuzla iş birliği yaptığınız sürece Koroner arter hastalığından korkmadan bir hayat sürmeniz mümkündür..