Doç. Dr. Onur Taşar / Tedavi Yöntemlerimiz  / Kronik Tam Tıkalı Koroner Arterlerin (CTO) Balon ve Stent ile Tedavisi
Kronik Tam Tıkalı Koroner Arterlerin (CTO) Balon ve Stent ile Tedavisi

Kronik Tam Tıkalı Koroner Arterlerin (CTO) Balon ve Stent ile Tedavisi

Koroner arter hastalıkları, kalp-damar sistemi ile ilgili en ciddi sağlık problemleri arasında yer almaktadır. Kalbi besleyen damarların daralması ya da tamamen tıkanması, kalp kasının yeterli kan ve oksijen alamamasına yol açar. Bu durum, göğüs ağrısı, kalp krizi ve ani kalp durması gibi sonuçlarla karşımıza çıkar. Özellikle kronik total oklüzyon (CTO) yani uzun süredir tamamen tıkalı olan damarlar, tedavisi en zor damar lezyonları arasında yer alır.

Günümüzde gelişen teknoloji ve deneyimli kardiyologlar sayesinde CTO lezyonları da balon anjiyoplasti ve stentleme teknikleriyle başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu yazıda, CTO’nun ne olduğu, nasıl teşhis edildiği, balon/stent tedavisinin nasıl uygulandığı ve kimler için uygun olduğu detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

CTO (Kronik Total Oklüzyon) Nedir?

CTO, bir koroner arterin en az 3 ay boyunca tamamen tıkalı olması durumudur. Bu tıkanıklık genellikle fibröz doku ve kalsifiye plaklardan oluşur. Tıkanmış olan damarda kan akışı sıfıra yakındır. Ancak çevresel damarlardan gelen kollateral dolaşım sayesinde kalp dokusu bir miktar beslenmeye devam edebilir. Bu nedenle bazı CTO hastaları uzun süre ciddi bir belirti yaşamayabilir. Ancak zamanla bu durum kalp kasında güçsüzlük, göğüs ağrısı (anjina), efor kapasitesinde azalma ve hatta kalp yetmezliğiyle sonuçlanabilir.

CTO’nun Belirtileri Nelerdir?

CTO, diğer koroner darlıklara kıyasla daha sinsi seyredebilir. Çünkü vücut, tıkanıklığı bir süreliğine çevresel damarlarla telafi eder. Ancak zamanla şu belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Eforla artan göğüs ağrısı

  • Nefes darlığı

  • Egzersiz kapasitesinde azalma

  • Çabuk yorulma

  • Kalp yetmezliği bulguları

  • Sessiz iskemi (belirti vermeyen damar tıkanıklığı)

Tanı konulduğunda, tıkanıklığın süresi ve kalp kasındaki canlılık düzeyi önemlidir. Özellikle canlılığını koruyan kalp kası bölgelerine kan akımının yeniden sağlanması, uzun vadede kalp sağlığı açısından büyük yarar sağlar.

CTO Nasıl Teşhis Edilir?

CTO tanısı genellikle koroner anjiyografi ile konur. Anjiyografide damarın tam olarak tıkandığı, kontrast maddenin ilerlemediği izlenir. Ancak bu durumun “kronik” olduğu ancak tıbbi öykü, EKG, sintigrafi ve BT gibi ek testlerle anlaşılabilir.

Bazı durumlarda kalp MR’ı ya da PET gibi görüntüleme teknikleriyle tıkalı bölgedeki kalp kasının canlı olup olmadığı (viabilite) değerlendirilir. Eğer kalp dokusu hâlâ canlıysa, bu dokuyu kurtarmak için CTO açılması önerilir.

CTO Tedavisinde Balon ve Stent Uygulaması

Uzun süreli tam tıkalı damarların tedavisi, diğer koroner lezyonlara kıyasla daha zordur. Bunun nedeni, tıkanıklığın sert, fibröz ve genellikle kalsifiye yapıda olmasıdır. Ancak günümüzde bu tür damarlar da özel teknikler ve cihazlar kullanılarak balon ve stent yöntemleriyle açılabilmektedir. Bu işleme CTO PCI (Percutaneous Coronary Intervention for CTO) adı verilir.

Tedavi Süreci

CTO açma işlemi klasik anjiyoplasti gibi başlar ancak daha karmaşık bir müdahaledir. Giriş genellikle bilekten ya da kasıktan yapılır. Uzun, sert tellere sahip özel kılavuz kateterlerle tıkanıklık bölgesi aşılmaya çalışılır. CTO lezyonunun yapısına göre aşağıdaki teknikler kullanılabilir:

  • Anterograd yaklaşım: Tıkanıklık, damarın doğal yönünden geçilerek aşılmaya çalışılır.

  • Retrograd yaklaşım: Tıkanıklık, kalbin diğer tarafındaki damarlardan dolanılarak aşılır.

  • Diseksiyon ve re-entry teknikleri: Tıkanıklık sertse damar duvarı üzerinden farklı yollarla geçilerek normal akım bölgesine yeniden girilir.

Balon ve Stentleme

Tıkanıklık geçildikten sonra bölgeye balon kateter yerleştirilir ve dar alan genişletilir. Ardından stent yerleştirilerek damar yapısı sabitlenir ve kan akışı yeniden sağlanır. Günümüzde CTO tedavisinde sıklıkla ilaç kaplı stentler tercih edilir. Bu stentler, damar içi hücre çoğalmasını engelleyerek yeniden tıkanma riskini azaltır.

CTO Açılması Kimlere Uygulanmalıdır?

CTO açılması her hastaya önerilmez. İşlemin getirdiği riskler ve teknik zorluklar göz önünde bulundurularak hasta seçimi dikkatle yapılmalıdır. Genellikle şu durumlarda önerilir:

  • İlaç tedavisine rağmen göğüs ağrısı devam eden hastalar

  • Efor kapasitesi kısıtlanan, yaşam kalitesi azalan bireyler

  • Tıkalı damar kalbin büyük bir bölümünü besliyorsa

  • Kalp dokusu hâlâ canlıysa

  • Kalp yetmezliği gelişmeden müdahale edilecekse

Bununla birlikte, ciddi kalp yetmezliği olan, damar yapısı aşırı bozulmuş ya da işlem sırasında komplikasyon riski yüksek olan hastalarda CTO açılması önerilmeyebilir.

CTO Tedavisinin Avantajları

  • Kalp kasına yeniden kan gitmesini sağlar

  • Göğüs ağrılarında belirgin azalma olur

  • Egzersiz kapasitesi artar

  • Kalp fonksiyonları düzelir

  • Kalp krizi ve ani ölüm riski azalır

  • Bazı hastalarda stent ile çözüm sağlandığı için açık ameliyat ihtiyacı ortadan kalkar

CTO Tedavisinin Riskleri ve Zorlukları

CTO açılması, diğer damar girişimlerine göre teknik olarak daha zordur. İşlem süresi uzun olabilir ve özel ekipmanlar gerektirir. Olası riskler şunlardır:

  • Damar delinmesi (perforasyon)

  • Kalp zarı içine kan sızması (perikard tamponadı)

  • İşlem sırasında ritim bozuklukları

  • Stent içine pıhtı oluşması

  • Girişim yerinde komplikasyonlar

  • İşlem başarısızlığı (yaklaşık %15–20 oranında görülebilir)

Bu nedenle CTO tedavisi yalnızca bu konuda deneyimli girişimsel kardiyologlar ve donanımlı merkezler tarafından uygulanmalıdır.

İşlem Sonrası Takip

CTO açılması sonrasında hastalar birkaç gün hastanede gözlem altında tutulabilir. Stent uygulandığı için uzun süreli kan sulandırıcı ilaçlar verilir. Düzenli takip, ilaç uyumu ve yaşam tarzı değişiklikleri çok önemlidir. İşlem sonrası kontrol anjiyosu ya da efor testleri ile damar açıklığı ve kalp performansı izlenebilir.

Hastanın işlemden sonra dikkat etmesi gereken başlıca konular:

  • İlaçların düzenli kullanımı (özellikle antiagregan ilaçlar)

  • Sigara kullanımının bırakılması

  • Sağlıklı beslenme ve egzersiz

  • Kontrol muayenelerinin aksatılmaması

CTO Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte CTO tedavisinde başarı oranı artmıştır. Yeni nesil rehber teller, mikrokateterler, görüntüleme sistemleri (IVUS ve OCT) sayesinde tıkanıklık daha güvenli ve etkili biçimde aşılmaktadır. Ayrıca gelişmiş simülasyon programları ve 3D anjiyografi görüntüleriyle işlem planlaması daha hassas şekilde yapılabilmektedir.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

CTO tam olarak ne demektir?

CTO, bir koroner damarın 3 aydan uzun süredir tamamen tıkalı olması durumudur. Bu damar, çevresel küçük damarlar yoluyla bir miktar kan alabilir ama kalp kası yeterince beslenemez.

CTO tedavisi mutlaka gerekir mi?

Eğer kalp kası hâlâ canlıysa ve hasta göğüs ağrısı, efor kısıtlılığı ya da kalp yetmezliği belirtileri yaşıyorsa, CTO açılması önerilir. Her hastada zorunlu değildir.

CTO açma işlemi ne kadar sürer?

Diğer anjiyoplasti işlemlerine göre daha uzun sürebilir. Ortalama 1 ila 3 saat arasında değişebilir. Zor lezyonlarda bu süre daha da uzayabilir.

CTO stenti sonrası hayatıma hemen dönebilir miyim?

Genellikle işlemden sonraki gün taburcu olunabilir. Ancak birkaç gün istirahat ve ilaç kullanımına dikkat edilmesi gerekir. Uzun vadede yaşam tarzı değişiklikleri şarttır.

CTO işlemi riskli midir?

CTO açma işlemi teknik olarak zordur ve bazı komplikasyon riskleri taşır. Ancak deneyimli ekip ve uygun donanım ile başarı oranı yüksektir, riskler kontrol altındadır.

Sonuç

Kronik total oklüzyon, geçmişte tedavisi zor kabul edilen bir kalp damar hastalığıydı. Ancak günümüzde, balon ve stent uygulamaları sayesinde CTO lezyonları yüksek başarı oranıyla açılabilmektedir. Uygun hasta seçimi, deneyimli ekip ve ileri teknoloji desteği ile bu girişim, hastaların yaşam kalitesini belirgin şekilde artırmakta ve kalp fonksiyonlarını korumaya yardımcı olmaktadır.

CTO tedavisi, sabır ve uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Ancak doğru merkezde, doğru teknikle uygulandığında sonuçları oldukça yüz güldürücüdür. Unutulmamalıdır ki, erken tanı ve müdahale kalp sağlığı açısından her zaman en etkili yaklaşımdır.